-- Diriliş Postası, Sağlıklı Bir Ümmet Olmak

“AİLE SÖZLEŞMESİ”Nİ İNSANLIK AİLEMİZE SUNABİLMEK

Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page

Nisan ayı başında İstanbul’da düzenlenen dört günlük bir uluslararası konferansın ardından Dünya Müslüman Âlimler Birliği (DMAB/IUMS) tarafından hazırlanan “Aile Sözleşmesi” dünya kamuoyuna ilan edildi.

Merkezi İstanbul’da bulunan ve 63 ülkeden farklı alanlarda faaliyet yürüten 312 STK’yı şemsiyesi altında toplayan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB/UNIW) desteğiyle 3-6 Nisan tarihlerinde İstanbul Gönen Hotel’de gerçekleştirilen III. Uluslararası Aile Konferansı’nda bir buçuk gün boyunca yirmiyi aşkın tebliğ sunuldu. Bir tam gün sözleşme metni madde madde müzakere edildi. Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Yemen, Mısır, Suriye, Ürdün, Irak, Çad, Tunus, Moritanya, Malezya, Bangladeş, Afganistan, Lübnan, Sri Lanka gibi otuzun üzerinde ülkeden gelen âlim ve mütefekkirler “Aile Sözleşmesi” üzerine kıymetli değerlendirmeler yaptı, eleştirilerini ve önerilerin dile getirdi. Konferansta oluşturulan “Hey’etu’s-Sıyâğa: Redaksiyon Heyeti” tüm bu müzakereleri dikkate alarak “Aile Sözleşmesi”ne son şeklini verdi.

Aile; insanın yetişmesi, beşer türünün hayatta kalması ve insanlığın devamının sağlanması için gerekli olan ilk sosyal kurumdur.

Hazırlık aşaması bir buçuk yıl süren “Aile Sözleşmesi”nin hazırlık heyetinde yer alan ulemaya, özellikle Dr. Abdülmecid Neccâr ile Dr. Nezihe Meâric’e; Sözleşme’nin kurumsal sahibi DMAB üyesi ulemaya ve özellikle Birliğin Genel Sekreteri Prof.Dr. Ali Muhyiddîn el-Karadâğî’ye; konferansa ev sahipliği yapan İDSB heyeti adına Genel Sekreter Av. Ali Kurt’a; metnin uzun uzun müzakere edilmesi esnasında kıymetli fikirleriyle katkı yapan tüm tebliğci ve müzakerecilere, özellikle Prof.Dr. Rafet Mîkâtî ile Dr. Kâmiliye Hilmi hanım efendiye; konferans boyunca dinleyici, gönüllü, çalışan, mütercim vb. sıfatlarla katkı yapan tüm emek sahiplerine yürekten şükranlarımı sunuyorum.

6 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da dünya kamuoyuna ilan edilen bu Sözleşme, Müslüman âlim ve mütefekkirlerin Batı menşeli uluslararası belgeleri eleştirmekle yetinmeyi bir kenara bırakıp somut bir alternatif ortaya koyması açısından büyük bir önem arz etmektedir. Müslüman âlimler tarafından ortaya konan “Aile Sözleşmesi”, insanlığın son adası İslam’ın temel prensipleri çerçevesinde ve mezhepler üstü bir bakış açısıyla hazırlanmış olup sadece Müslümanları değil, tüm insanlık ailemizi muhatap almaktadır. Din, mezhep, ırk, kültür vb. tüm ayrımların üstünde bir üslupla inşa edilen bu sözleşme metni, büyük ailemizin tüm fertlerini kuşatabilecek bir aile sözleşmesinin ancak İslam dininin özgürlükçü ve kuşatıcı yapısıyla ortaya konabileceğini göstermesi açısından da iyi bir örnek teşkil etmektedir.

Günümüzde aile kurumu, bütünüyle çökertilmek maksadıyla her alanda büyük meydan okumalarla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.

Takdimden sonra sekiz bölüm ve 29 maddeden oluşan “Aile Sözleşmesi”nin Arapça aslı ve diğer dillerdeki çevirilerine Dünya Müslüman Âlimler Birliği’nin ve/ya İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin internet sitelerinden erişerek, bu pek mühim belgeyi olabildiğince geniş kitlelere ulaştırmanın, benzer yeni çalışmalara örneklik edecek bu “Aile Sözleşmesi”nin ortaya çıkması için harcanan samimi emeğe saygının bir gereği olduğunu düşünüyorum.

“Mîsâku’l-Usra” adıyla yayımlanan “Aile Sözleşmesi”ni redakte ettiğim Türkçesiyle takdirlerinize sunuyorum:

*******

Bismillahirrahmanirrahim

AİLE SÖZLEŞMESİ

Takdim

Aile; insanın yetişmesi, beşer türünün hayatta kalması ve devamlılığının sağlanması için gerekli olan ilk kurumdur. İnsanlık âleminin, değerlerini aşılamak ve aile bağlarını muhafaza etmek için aile kurumunu dağılmaktan ve yok olmaktan korumasına ciddi anlamda ihtiyaç bulunmaktadır.

Günümüzde büyük tehlikelere maruz kalan aile kurumu, bu yapının artık çökmesine yol açacak boyutta her alanda büyük meydan okumalarla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.

İnsanlar arasındaki kültürel ve medeni ilişkilerin karmaşık bir hal alması yanında uluslararası sözleşme ve anlaşmalar aracılığıyla getirilen yasal düzenlemeler, farklı toplumlarda olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Bu gibi uluslararası belgeler, özellikle İslam toplumlarında dinî kültürün yücelttiği bir kurum olan ailenin gücünü ve fonksiyonlarını muhafaza eden ahlaki değerleri ve hukuki kuralları da olumsuz yönde etkilemektedir.

Bu sözleşme, İslam dininin de teyit ettiği insan fıtratı, genel ilkeler ve semavi şeriatler çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin saygı duyulmasını istediği kültürel çeşitlilikle uyumlu bir belge ortaya koymaktadır.

 

Birinci Bölüm: Aile Kavramı ve Ailenin Hedefleri

  1. Madde: Aile Kavramı:

Aile;  bir kadın ile bir erkeğin oluşturduğu, iki tarafı kendi rızalarıyla; adalet, ihsan, dayanışma, istişare, sevgi ve merhamete dayalı hukuki bir evlilik sözleşmesi ile birbirine bağlayan en temel sosyal birimdir.

  1. Madde: Aile; karı, koca ve varsa çocuklardan oluşur.
  2. Madde: Ailenin Hedefleri;

3.1. Eşlerin namus, iffet ve ırzının korunması,

3.2. Neslin sağlık, sosyal ve psikolojik açılardan gözetilmesi ve korunması,

3.3. İnsan neslinin devamlılığının sağlanması,

3.4. Huzur, psikolojik istikrar, sevgi ve merhametin temini,

3.5. Güvenli ve istikrarlı bir toplumun inşası ve

3.6. Bir aileye mensup olma ihtiyacının yerine getirilmesidir.

 

İkinci Bölüm: Ailenin Temel İlkeleri ve Görevleri

  1. Madde: Ailenin Dayandığı Temel İlkeler:

4.1. Haklar ve görevler açısından eşler arasında adalet, insaf ve ihsanı gözeten bir denge sağlanması,

4.2. Yaratılış, insanlık onuru, toplumsal, hukuki ve mali sorumluluklar konusunda eşitlik,

4.3. Karşılıklı rıza ve istişare.

  1. Madde: Ailenin Görevleri:

5.1. Fikrî, sosyal, ekonomik ve siyasi alanları da kapsayan topyekun kalkınmaya katkı yapmak,

5.2. Gerek altsoy gerekse üstsoydan aile fertlerinin maddi ve manevi bakımlarını temin etmek,

5.3. Aile fertlerine huzurlu ve sağlıklı bir ortam sağlamak,

5.4. Aile fertlerinin akli, bedensel, psikolojik ve duygusal yeteneklerini, meşru eğitim, öğretim ve eğlence yöntemleriyle geliştirmek.

 

Üçüncü Bölüm: Çocuk ve Ailedeki Hakları

  1. Madde: Çocuğun Tanımı:

Çocukluk; cenin döneminden, reşit olma dönemine kadar olan dönemi kapsar.

  1. Madde: Çocuğun Ailedeki Hakları:

7.1. Cenin oluşumundan başlayarak; yaşama ve var olma hakkına yönelik hiçbir şekilde zarar ve saldırı görmeme hakkı,

7.2. Yasal anne-babaya soy bağıyla bağlanma ve dinî, kültürel ve toplumsal bir kimliğe sahip olma hakkı,

7.3. Kendisinin veya annenin sağlığına zarar vermediği takdirde emzirilme hakkı,

7.4. Eşler birbirinden ayrılsa bile, maddi ve manevi tüm bakımını kapsayacak şekilde yetiştirilme hakkı,

7.5. Eşler birbirinden ayrılsa bile, beslenme, giyinme, barınma, eğitim, tedavi ve eğlenme masraflarını örf ve adet ölçülerinde kapsayan nafaka hakkı,

7.6. Rüştünü tamamlayana kadar kendisine ve malına velisi tarafından icra edilmesi gereken velayet hakkı,

7.7. Maddi ve manevi saldırı çeşitlerinin tümüne; ezcümle, bedensel istismar, yasadışı çalıştırma, cinsel saldırı, insan ticareti ve zorla sınır dışı edilmeye karşı korunma hakkı,

7.8. Sağlam inanç ve ahlaki değerlerle yetiştirilme hakkı,

7.9. Ruhsal denge, vatanseverlik, yardımlaşma esaslı insani müşterek ve adil barış değerlerine dayalı eğitim görme hakkı,

7.10. Kişilik gelişimi, beden ve ruh sağlığı korunarak yetiştirilme hakkı,

7.11. İffetli olma, sapkın davranışlardan ve evlilik dışı cinsel ilişkilerden kaçınma ve bunların tehlikelerinin farkında olma bilinciyle yetiştirilme hakkı.

 

Dördüncü Bölüm: Geniş Aile

  1. Madde: Geniş Aile:

8.1. Geniş aile diğer akrabalar ve kan bağı olan bireylerden oluşur.

8.2. Geniş aile şu esaslara dayanır:

8.2.1.  Akrabalık ilişkilerini koruyarak onlara ihsan, muhabbet ve merhametle muamele etmek,

8.2.2.  Akrabalar arasında maddi, manevi ve sosyal dayanışmayı tesis etmek, özellikle ihtiyaç sahibi olan aile üyelerini, yaşlıları ve özel bakıma muhtaç olanları ihmal etmemek,

8.2.3.  Özel bakıma ihtiyaç duyanlara onurlu bir hayat ortamı sağlamak,

8.2.4.  Akrabalar arasında bozulan ilişkileri düzeltmek,

8.2.5.  Akrabaların tamamıyla güzel ilişkiler geliştirmek, anlaşmazlık durumunda aralarını bulmak, iyi ve kötü günlerinde onların yanında bulunmak.

 

Beşinci Bölüm: Aile Düzeni

  1. Madde: Evlilik; kadın ile erkek arasında hukuki bir akit olup, aile kurmanın tek yolu budur.
  2. Madde: Evlilik akdi, kadın ile erkek arasında özgür seçim, karşılıklı rıza, örfe uygun muamele ve karşılıklı iyi davranışa dayanır.
  3. Madde: Evlilik akdinde, eşlerin ehliyeti ve sorumluluk alma kudreti aranır.
  4. Madde: Evlilik akdinde, eşlerce yerine getirilmesi gereken karşılıklı haklar ve yükümlülükler bulunmaktadır.
  5. Madde: Koca, imkânı nispetinde ailesinin geçimini temin etmekle yükümlüdür. Varlıklı kadının aile bütçesine katkı sağlaması ise kendi iyiliğindendir.
  6. Madde: Aile, karı-kocanın ortak sorumluluğuyla yürütülen sosyal bir kurumdur. İstişare, karşılıklı rıza, adalet, sağduyu, sevgi ve iyi geçinme ilkelerine bağlı kalarak aileyi çekip çevirme sorumluluğu öncelikle kocaya aittir.
  7. Madde: Ailede işlerin yürütülmesi, rollerde denge ve birbirini tamamlama esasına dayanır.
  8. Madde: Aile içinde hakların ve görevlerin dağılımı, üyelerin fıtri farklılıklarından kaynaklanan özellikleri göz önünde tutularak eşdeğerlilik ekseninde, karşılıklı saygı çerçevesinde, eşler arasında herhangi bir aşağılama ya da küçük görme duygusu olmaksızın gerçekleştirilir.
  9. Madde: Anne babalarına karşı iyilikle muamele etmeleri, onları saygı ve sevgiyle korumaları, ebeveynlerin çocukları üzerindeki haklarıdır.
  10. Madde: Aile fertleri arasında her türlü zulüm, baskı ve zarar verme yasaktır.
  11. Madde: Evlilik akdi, hakların garanti altına alınması için belgelendirilmesi gereken bir sözleşmedir.

 

Altıncı Bölüm: Evlilik İlişkisinin Bitirilmesi

  1. Madde: Evlilik ilişkisinde asıl olan, süresiz devam etmesi niyetiyle akit yapılmasıdır. Boşanma yoluna, ancak bu ilişkiyi devam ettirmenin artık mümkün olmadığı durumlarda, çözüm aşamaları denendikten ve tüm yollar tüketildikten sonra gidilir.
  2. Madde: Boşanmanın kaçınılmaz olması halinde, bunun meşru ve güzel bir surette olması gerekir.
  3. Madde: Evlilik ilişkisi sürdürülemez hale geldiği takdirde erkek, karısını iyilikle boşama hakkına sahiptir. Kadının da boşanmayı veya ayrılmayı isteme hakkı vardır.
  4. Madde: Eşler arasında anlaşmazlık ve sürtüşme olduğunda, boşanma gerçekleşmeden önce, tarafların ailelerinden iki hakem, eşlerin arasını düzeltmek ve anlaşmayı sağlamak üzere müdahale eder.
  5. Madde: Boşanma gerçekleştiğinde, icra edilen boşanma şekline göre, boşanmanın doğurduğu sonuçların yerine getirilmesine özen gösterilir ve aile fertlerinin paylarına düşen haklar korunur.

 

Yedinci Bölüm: Devletin Aileyi Korumadaki Sorumluluğu

  1. Madde: Devletin Sorumluluğu;

25.1. Aile düzenine yönelik anayasal ve hukuki koruma sağlamak,

25.2. Aile problemlerinin çözümüne sivil toplum kuruluşlarını dâhil etmek,

25.3. Boşanma ve vefat hallerinde kadını ve çocukları ortada kalmaktan koruyacak barındırma tedbirlerini almak,

25.4. Eğitimleri ve maddi-manevi ihtiyaçlarının karşılaması konusunda çocukların yüksek yararını gözetmek,

25.5. Aile saadetini gerçekleştirerek toplumda istikrar ve devamlılığı temin edecek şekilde sağlıklı aile kültürünü yaymak,

25.6. Evlilik hazırlığı içinde olanların ailede sorumluluk alma konusunda eğitilmeleri için sivil toplum kuruluşlarını aktifleştirmek, aile danışma merkezleri ve arabuluculuk kuruluşları kurmak ve

25.7. Evlilik yollarını kolaylaştırmak ve evliliği teşvik etmektir.

 

Sekizinci Bölüm: Miras, Vasiyet ve İddet

  1. Madde: Miras; adalet, bütünlük ve sorumluluk esaslarına dayanır.
  2. Madde: Ölen kişinin malı hak sahiplerine dağıtılır. Herhangi bir varisi miras ve tasarruf hakkından yoksun bırakmak geçerli değildir.
  3. Madde: Vasiyet etmek örfün bir parçası kabul edilir. Dolayısıyla, geçerli kaideler çerçevesinde yerine getirilmelidir.
  4. Madde: Boşanan veya eşi ölen kadın, nesebin ve psikolojik hassasiyetlerin korunması için iddet müddetini beklemek zorundadır.

Gayret bizden, muvaffakiyet Allah’tandır.

Dünya Müslüman Âlimler Birliği
el-İttihâdu’l-Âlemî li Ulemâi’l-Muslimîn
International Union for Muslim Scholars
İslam Dünyası STK’ları Birliği
İttihâdu’l-Munazzamâtu’l-Ehliyye fi’l-Âlemi’l-İslâmî
The Union of NGOs of The Islamic World

 Kaynak:

Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page
ÖLÜ FİKİRLERDEN KURTULARAK KENDİ FİKRİYATIMIZI ÜRETEBİLMEK
“2015 AVRUPA İSLAMOFOBİ RAPORU”NU İNSANLIĞIN DİKKATİNE SUNABİLMEK

Yorum yap

Yorum

  1. Sayın hocam öncelikle bu güzel oluşumu bize en verimli şekilde özetlediğiniz için teşekkürü bir borç bilirim. Ülkemizde de aile kurumumuzu ayaklar altına alan, aynı Zamanda her gün canlı yayınlanan nice programlar mevcut. Gencinden yaşlısına çocuğuna kadar birçok izleyici kitlesi bulunan bu programların etkisi insanlar üzerinde yadsınamayacak kadar fazladır. Böyle bir süreçte toplumun yapı taşı aile kurumu adına yapılan böyle çalışmalar kanaatimce hızla artmak zorundadır. Tüm halkın katılımının sağlanması, aileye verilen değerin hak ettiği boyuta ulaşması için bizlerin de taşın altına elimizi koymamız zorunludur. Şunu da eklemek isterim ki ben ve benim gibi düşünen nice kişiler böyle çalışmalarda destek olmak adına her daim hazır bekliyor olacağız.

  2. Muhterem hocam yazılarınızı taktirleri okuyorum Allah kaleminize yüreğinize güç versin Mayıs Ayında günryfransada aile konusunda iki panel bir konferansım olacak bu bilgilerden çok istifade edeceğim Allah sizden Razı olsun İnşaallah Ankara’da sizinle bir proğram yaparız selamlar

  3. Muhterem hocam,
    Öncelikle yapmış olduğunuz çok faydalı çalışmalarınızı, verimli gayretlerinizi ve özenli üslûbunuzu her zaman takdir ettiğimi belirtmek isterim. Allah gücünüzü, kuvvetinizi artırsın inşallah. Ayrıca böylesine kıymetli bir çalışmanın sonucunu bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Başta bu çalışmayı düzenleyenler olmak üzere çalışmada emeği geçen herkese şükranlarımı ifade etmek isterim. Saygılarımla

  4. ‘6 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da dünya kamuoyuna ilan edilen bu Sözleşme, Müslüman âlim ve mütefekkirlerin Batı menşeli uluslararası belgeleri eleştirmekle yetinmeyi bir kenara bırakıp somut bir alternatif ortaya koyması açısından büyük bir önem arz etmektedir’ cümlesi :
    1- Müslümanlar uret(e)meyip, hazira konduklari ‘bati menşeili’ fikir ve beyanlari hem kullanip hem de ‘tü kaka’ ilan etme adetlerini birakip, kendileri uretecekler;sevindim.
    2- Özelde islamı, islam içinde bir mezhebi baz alarak değil, tum insanlığın ihtiyaçlarını, kabiliyetlerini ve zaaflarini baz alarak yapılmış olması ‘evrensel dogrularin adı olan islam’ adina yapilabilecek en büyük hizmet.
    3- Müslümanlarin tarihin belli donemlerinde atağa geçip, ilmî, edebî, siyasî, ahlakî, insanî degerler ortaya koydugu, bazi donemlerde kabuğa çekildiği bir gerçek. İnşallah kabuktan çıkıştir bu dönem.
    Teşekkürler, saygılar Fethi Hocam.

  5. Bir çaba olarak hayırlı ve yararlı bir etkinlik. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. mutedil bir tarzda metin olmuş. Girişteki “insanlı değerlerinin aşılanması” ifadesindeki “aşılama” sözü pek uygun düşmemiş, Ayrıca, “semavi şeriatlar” ifadesi de doğru değildir. Böyle bir şey olabilir mi? Sağlık ve selametle.